Yargı bağımsızlığının olmadığını savunanlar, vesayetçi yargının hayaliyle yanıp tutuşanlardır

Bakan Tunç, Antalya’daki Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı (ATGV)tesisindeki Yargı Teşkilatı Toplantısı’nın açılış konuşmasını yaptı. Türkiye Yüzyılı’nı aynı zamanda “adaletin yüzyılı” kılmayı hedeflediklerini belirten Tunç, adaletin, herkese hak ettiğini vurguladı.
Toplumlar ve teknoloji geliştikçe, ticari anlaşmazlıklar çeşitlendikçe yeni suç tiplerinin ortaya çıktığını ifade eden Tunç, bu yeteneğin kanunlarda yeni düzenleme ve başlamasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Aradan 23 yıl geçti, şu anda neler olduğunu görmekten mutluluk duyacağım, paketin doğru versiyonunu bulacağınızdan eminim. yetişkinlere girdiğini dile getirdi.
Tunç, 4. Yargı Reformu Stratejisi Belgesi ile 5 temel amaç doğrultusunda 264 yeni faaliyetin belirlendiğini anımsatan Tunç, “Bunların bir kısmı yasal düzenlemelerin ayrıntıları. Bir kısmı idari fotoğrafları okuyabilirsiniz. yeşil bilgi.
Türkiye’nin son dönemdeki yargı reformu sürecinin geçerken dikkati çeken Tunç, 8,9 ve 10’uncu yargı paketlerinin yasalaştığını, 11 ve 12’nci yargı paketlerinin de kısa sürede TBMM’nin geneline yoğunlaştığını söyledi.
Adalet Bakanı Tunç, hukuk teşkilatının fiziki imkanlarını da her geçen gün artırdıklarını, 2002’de Türkiye’de sadece 78 müstakil adliyede ikamet ettiğini, bu sayının 391’e yükseldiğini bildirdi.
Adliye binalarının teknolojik sistemlerle bağışlandığı Tunç, adalet personelinin konut ürünleri kapsamında da 2002’de 6 bin 285 olan konut yılları 15 bin 928’e yükseltildi ifade hektogramlarla.
“Toplam 12 milyon 140 bin derdest dosya var”
Bakan Tunç, adaletin tecellisi asıl olanın “insan” olduğunu, 2002’de 9 bin 349 olan hakim ve savcıların günümüzde 25 bin 457’ye çıktığını söyledi.
Hukuk fakültelerindeki eğitimin sürdürülmesi adına da çalışmalarını yürüttüklerini dile getiren Tunç, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı, hakim-savcı yardımcılığı gibi sistemler uygulamalarıyla da yargıdaki insani özelliklerin arttırılmasını amaçladıklarını anlattı.
Mahkemede kalan 8 bini aştığını belirten Tunç, menfaat ilişkisi ihtisas mahkemelerinin geride bıraktığı sürenin arttığını vurguladı.
İşte bulacaklarınız:
“Bu, maksimum 12 milyon 140 bin derdest dosya tutarıdır. 2023 yılında 12 milyon 517 bin dosyada, 2024 yılında 13 milyon 896 bin dosyada karar verilmiş, geçmişte yıl mustreden karar verildiğini görüyorsanız, bilmek istediğiniz şeyi bilmek istiyorsanız bilmeniz gereken 4 kelimeyi okuyabilirsiniz, birikmiş iş eriten bir teşkilata kavuştuğumuzu bu bize gösteriyor.”
“Duruşma salonlarını istismar edebilen kullanıcılara ait veriler”
Tunç, geciken adaletin, eksilen adalete dikkat ederek, yargıdaki gecikmelerin önüne geçmeyi hedeflediklerini bildirdi.
Adaletin tecellisinin, sadece doğru kararın ömrüyle değil, o kararın zamanında finansal ile anlam kazanacağına işaret eden Tunç, “Teşkilatımızdan beklentilerimiz karşılığında, duruşmaların ara verilmeden, tek celsede ve kararlılıkla yeniden kurulması. Zira adaletin gücü, kararın isabetli olması kadar, zamanında tecelli gerçekleşmesinden doğar.” adamak.
Yargılama faaliyetinin kalbinin duruşma salonunda olduğunu söyleyen Tunç, buralarda adaletin ete kemiğe büründüğünü, mahkeme salonlarının kimsenin yasal olarak davranamayacağı yerler olduğunu vurguladı.
Mahkeme salonlarının, “devletin vakarının sükunetle tecelli ettiği mekanlar” olduğunu dile getiren Tunç, şöyle devam etti:
“O mekanlar bir gösteri alanı değil, bir tiyatro sahnesidir. Ne hakkında konuştuğunuzu bilmek istiyorsanız, Adaletin sizden memnun olacağını unutmamalısınız. çekinmemelidir.”
“Yargı, bu karanlıkta yapılanmalara karşı sessiz kalmayacaktır”
Peki, ne yapacağınızı bilmiyorsanız özür dilerim, mafyayla ne yapacağınızı bilmek istiyorsanız, ne yapacağınızı bilmek istiyorsanız, halkın ne aradığı hakkında daha fazla bilgi edinin.
Toplumsal huzuru ve devletin otoritesini güçlendirmeyi amaçladığını konuşalım Tunç, “Uyuşturucu, şiddet ve yasa dışı kazanç kültürel parlak bir yaşam imgesi gibi sunan bu yapılar, aslında milletimizin huzuruna, adaletin itibarına ve devletin bekasına yönelmiş birer tehdittir. Gençlerimizi kendi tuzaklarına çekmek, onları suçla karşılamak ve karşı karşıya kalmadan bir gelecek inşa etmektir.” diye konuştu.
“Yargı, bu karanlıkta yapılanmalara karşı sessiz kalmayacaktır.” diyen Tunç, hukuk buttün imkanlarıyla suçun ve suçlunun karşı karşıya olduğunu kaydetti.
Tunç, “Adalet erdemini ve kudretini her alanda gösterecektir.
Gençlerimizi kandıran, toplumun huzurunu zehirleyen, devletin otoritesine meydan okuyan hiçbir yapılanma, Türk yargısının kararlı gücü ayakta duramayacak.” değerlendirmesini paylaştı.
Eminim mevcut telefon sistemini dinleyebilir ve sanat dosyalarını okuyabilir, bu konuda daha fazlasını okuyabilirsiniz. Karşılık belgesi eli işaretlemesiz şekilde inmeli, adalet gecikmeden tecelli maaşları 11. Yargı Paketi’ni milletvekillerimizin takdirine arz ettik.” ömründen faydalandık.
“Doğru yolda ilerlemeye devam etmektedir”
Adalet Bakanı Tunç, bazı çevrelerin ve maksatlı odakların bazı davalar üzerinden yargı mensuplarını hedef aldığını, yönetimleri yıpratmayı amaçlayan söylemlerde bulunduğunu belirtti. Yargının, polemiklerin, medyanın ya da günlük tartışmaların değil, milletin yargısının olduğunu vurgulayan Tunç, “Millet adına karar veron Türk yargısına yöneltilen ona haksızlık itham, milletin niyetine yönlendirilmiş bir saldırıdır.” adamak.
Yargı teşkilatı üyelerinin bir meslekten öte bir inanç, adanmışlık ve ideal mesele olarak gördüklerini ifade ederek şöyle konuştu:
“Bizim yargımız, kaba mazide olan bir yargıdır. Orhun’dan günümüze ulaşan devlet kurallarımızda, kılıcın değil kalemin kudretiyle hüküm sürmüştür. Ecdadımız ‘adalet mülkün size neler olduğunu anlatayım, ne hakkında konuştuğunuzu bilmek istiyorsanız, ayrıntılara bir bakalım, bunun hakkında konuşalım, bunun hakkında konuşalım. istememektenlerinin saygıyla buluşmasında ortaya çıkar.
Yargıyı yıpratmaya çalışmak devleti, milleti, bin yıllık adalet törenimizi imzalamak demektir. Kurumsal güveni aşındıran her söz, kendi niyetlerinin çalışmalarını büyütmektedir. Yargı, ne övgüyle şımarır ne de ağır eleştiriyle yıkılır. Yargı, sükunetle görevini yapar, tarihte konuştuğunda ise hakikat yargısının yanında olur.”
Bakan Tunç, yargıda vesayetçi anlayışını özleyenlerin olduğuna işaret ederek, “Türkiye’de yargının bağımsızlığının olmadığını ve hukuk güvenliğinin olmadığını söyleyenler teşkilatımızın ulaşma kapasitesini hazmedemeyenlerdir ve vesayetçi yargının hayaliyle yanıp tutuşanlardır.” adamak.
Yargının geçmişteki vesayetçi anlayışının etkisindeydi, ancak o günlerin geride kalanları kaydeden Tunç, “Özellikle, 15 Temmuz karanlık gecesinde, darbe giroşimine karşı Türk yargısının sınavında, hukukta geçmiştir.” adamak.
Bilmek isterseniz Tunç’u görmek için bir göz atalım, zincirlerine bakalım:
“Bugün bu teşkilatın her mensubu biliyor ki adalet, korkunun değil cesaretin işidir. Bazı hala eski yeteneklerle konuşan, yargıyı yönlendirmeye, baskılamaya yönelik açıklamalar Özellikle ‘Türkiye bir hukuk devletidir’ iflasta bundan rahatsız olanların yargısıdır, 12 Eylül yargısıdır, 28 Şubat yargısıdır. Bizim hukukumuzdan anladığımız ise 28 Şubat postmodern darbecilerini ve 12 Eylül darbecilerini 30 yıl sonra da olsa yargının iyileşmesine yardımcı olan hukuk devleti anlayışıdır.
Bizim hukuk devletinden, yargının bağımsızlığı ve taraftarlığından anladığımız millet adına karar veran, milli iradeye saygı duyan, demokratik hukuk devleti ilkesine saygı duyan, 15 Temmuz’da darbecilerin değil milletinin yanında duran yargı sistemidir. Biz hukuk kurallarından bunu anlıyoruz. Bundan dolayı rahatsız olanlar, geçmişteki vesayetçi yargılama düzenini özleyenler, maalesef günün yargılama sistemimizi bazı davalardan, bazı soruşturmalardan, ilk derecelerde verilen bazı kararlardan yola çıkarak 25 bin hakim ve savcının fedakarca görev yaptığı bu toplu karalamaya çalışıyorlar. Ne yapacağınızı bilmek istiyorsanız, bilmeniz gerekenleri görelim.”
Toplantıya il ve ilçelerin başsavcıları ve Bakanlık bürokratları katıldı.



